Atletizm ve özellikle 100 metrede dünyanın önde gelen uzmanlarındandı. Türk atletizminde pek çok insanın bilmediği tarihi ve örnek girişimlerin öncüsü oldu. 1950 yılında Ankara’da genç bir atletken Türkiye’nin ilk atletizm dergisi olan “Amatör Atlet”i çıkarmaya başladı. Yaşı küçük olduğu için dergiyi babası İ.Enis Koryürek adına yayınladı. 1952 yılında ise Naili Moran, Akın Altıok ve birkaç arkadaşıyla Türkiye’nin ilk atletizm ihtisas kulübü olan “Ankara Amatör Atletizm Kulübü”nü kurdu. Kulübün logosunu da kendisi tasarladı.
Bu arada, Dünya Atletizm İstatistikçileri Birliği’ne kabul edilen en genç üye oldu.
ABD’de Fresno State College’da gazetecilik okurken atletizm yaptı. Sakatlanmasının ardından okulun atletizm takımının menajerliğini yürüttü. Bu arada atletizm antrenörlük kurslarına da katılarak kendisini en iyi şekilde eğitti. Türkiye’ye döndükten sonra da bilgi birikimi ve tecrübesiyle kendini atletizmi yaygınlaştırmaya ve kalkındırmaya adadı.
Atletizm Federasyonu’nda gönüllü olarak Genel Sekreter (1961-62), Asbaşkan (1971–73) ve Başkan (1984– 86)’lık yaptı. Türkiye’de çalıştırdığı bazı atletler Türkiye ve Balkan rekorları kırdılar.

Dünyada ve Türkiye’de atletizm yarışmalarını ve atletleri yakından izlerdi. Başta büyük hayranlık duyduğu efsane atlet Jesse Owens olmak üzere dünyanın önde gelen sprinterlerinin tüm derecelerini, koştukları tarih ve yerleri bilir, arşivinde kaydeder ve zaman zaman onlarla iletişim kurardı.
1983 Helsinki’den başlayarak tüm Dünya Atletizm Şampiyonalarını, Golden League’leri ve Grand Prix’leri inanılmaz derinlikte istatistik bilgileri ve hikayeleriyle televizyonlarda (özellikle NTV ve TRT’de) ve gazetelerde yorumlayarak Türkiye’ye atletizm sevgisi aşıladı.
Kıtalararası Avrasya Maratonu’nu, atletizm sevgisini ve tutkusunu paylaştığı sevgili arkadaşları Hıncal Uluç, Oktay Kurtböke ve Abdülkadir Yücelman’ın destekleriyle, 1983-85 döneminden başlayarak 12,000 yarışmacının buluştuğu uluslararası bir organizasyon haline getirdi.
Hiç bıkmaksızın, gazetelerde ve televizyonlardaki arkadaşlarıyla sporların anası atletizme daha fazla yer ayırmaları için mücadele eder, her platformda fikirlerini çekinmeden savunur, katkıda bulunabilecek insanları bulur, motive eder ve projeler üretirdi. Okullarda spor olmadan Türkiye’de sporun gelişemeyeceğini her fırsatta dile getirirdi. Cüneyt Koryurek tüm hayatı boyunca ülkemizde atletizmin gelişmesi, yaygınlaşması ve atletlerin daha iyi şartlarda antrene edilip yurt dışında yarışabilmeleri için savaş verdi.