Jerfi Fıratlı
Atletizm Federasyonu Eski Başkanı Başkanı
ATLETİZM CÜNEYT’SİZ ÖKSÜZ KALDI
Ankara’da Selanik Caddesi’nde ailelerimizin yaşadığı
apartmanlar yan yana idi. Ben her gün evden çıkıp idmana
giderken, Cüneyt’e sokakta oynarken veya bahçe duvarının
üzerinde otururken rastlardım. Cüneyt o zamanlar 7 - 8 yaşlarındaydı.
Hareketlerinden ve konuşmalarından, onun o yaşta diğer
çocuklardan daha olgun, daha akıllı ve farklı olduğunu hemen
hissederdiniz.
Benim atlet olduğumu ve her gün antrenmanlara gittiğimi
biliyordu. Bir gün, “Ben de atletizm sahasına gelip antrenmaları
izleyebilirmiyim?” diye sordu. Ertesi günü onu atletizm sahasına
götürdüm. Tribünde oturmuş benim antrenmanımı izliyordu.
Bir ara baktım ki, piste inmiş üzerindeki kıyafetle 100 metre
başlangıç yerinden koşuyor. Çok mutluydu. Cüneyt o günden itibaren
atletizm sahalarına resmen inmiş ve atletizm tutkusu başlamıştı.
Ankara’da 100 metre koşu dalında antrenmanlara ve yarışlara
girmeye devam etti. Kendisini her alanda geliştirmek isteyen
yetenekli bir gençti. TED Koleji’ni bitirmesinin ardından ailesini
ikna ederek ABD’ye üniversite okumaya gitti. O dönemde,
okumak için Amerika’ya gitmeyi düşünmesi ve bunu başarması
Cüneyt’in zamanının ne kadar önünde üstün bir genç olduğunun
göstergelerinden biriydi. Amerika’da eğitim aldığı üniversitede,
okulun atletizm takımında yarıştı ve sakatlanmasının ardından
üniversite atletizm takımının menajerliğini yürüttü. Bu arada atletizm
antrenörlük kurslarına katıldı.
Ankara’ya döndükten sonra gördüm ki, orada her yönüyle
kendisini geliştirmiş, atletizm bilgisi ve tutkusu daha da güçlenmişti.
Bir yandan Halkla İlişkiler konusunda Türkiye’de ilk şirket
olan Delta Ajans’ı kurup, gazeteciliği yürütürken, diğer yandan
da gönüllü olarak atletizm antrenörlüğü ve idareciliği yapmaya
başladı. Amerika’da öğrendiklerini, gördüklerini Türk atletler,
antrenörlerle ve idarecilerle paylaştı. Türkiye’de çalıştırdığı bazı
atletler Balkan ve Türkiye rekorları kırdılar. Türkiye Atletizm
Federasyonu’nda da Genel Sekreter, Asbaşkan ve Başkan olarak
hizmet verdi.
1983 yılından itibaren Kıtalararası Avrasya Maratonu’nu
çok başarılı şekilde organize ederek, geniş kitlelere yayılmasında
öncü rol oynadı. Hiç unutmadığım anılardan birisi de, Avrasya
Maratonu’nun startını atletizme verdiğim emeklerden dolayı benim
yapmamı istemesiydi. Çok vefakârdı. Atletizme olan desteğin
daha kalıcı olabilmesi için 1986 yılında Atletizm Vakfı’nı kurduk.
Hayatı boyunca atletlerin elinden tuttu. Onların kendilerini
geliştirebilmeleri için yurt dışında atletizm yarışmalarına katılmalarına,
sponsor bulmalarına ve burslu okumalarına imkan
sağlamak amacıyla büyük özveriyle çalıştı.
Cüneyt, dünya çapında tanınan ve saygı duyulan bir atletizm
uzmanı ve aşığıydı. Türkiye’de ve dünyadaki önemli atletizm yarışmalarını
ve atletleri yakından takip eder, gazetelerde atletizm
konusundaki değerli yorum yazıları ve televizyonlarda yaptığı
programlarla da Türkiye’de atletizmi öne çıkarmaya ve geliştirmeye
çalışırdı.
Çok düşünceli ve nazik bir insandı. Gün aşırı telefonla arayıp,
benim ve eşimin hatırını ve bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını
sorardı. Çok yardımseverdi. Evladım kadar severdim.
Onun ani vefatıyla Türk atletizmi öksüz kaldı. Ülkemiz ise en
değerli aydınlarından ve centilmenlerinden birini kaybetti.