Cüneyt E. Koryürek

Hakkında Yazılanlar

 

Umur Talu

21.01.08 Sabah

Cüneyt Ağabey

Onun atletizmdeki uzun, bilgili ve önde koşusunu, bazen

sabırlı maraton, bazen 100 metre finali gibi koşturuşunu,

hem “kültür” hem “fizik” adamının, elinde piposuyla

iyi bir düşünürün en insan yanlarını herhalde en iyi, iyi dostu

Hıncal Uluç anlatır.

Ben, “İstanbul’un en iyi künefesi buranın mutfağında”

diye sık sık geldiği, eski Babıali Milliyet’inden beri bir ağabey

olarak tanırım.

Son zamanlarda sıkça konuşurduk; sanki yine arayacakmış

gibi...

Kâh bir araştırmacının tezine destek istemek, kâh bir yazı

üstüne hasbıhal maksadıyla.

Ne tuhaf kader:

“Koşu” adamı, ayakları üstünde, yürürken, belki de son bir

hamle koşmaya çalışırken öldü.

Belki yeterince hızlı olamadı, belki dalgındı, belki de

İstanbul’un hep gazlayan otoları kadar hızlı olmak zaten mümkün

değildi.

Bilmeden sürücüyü suçlayamam elbette.

Ama bu şehir, sanki insanların tüm kötü yanlarının otomobil

sürerken fışkırdığı, birbirleriyle ortak yaşamı, ortak yolculuğu

kökten reddettiği, sanki diğer herkesten nefret ettiği, başkasının

hakkını ve birbirlerini çiğnemek için çıldırdığı, yaya üstüne rahatça

gazlayabildiği, sanki hayattaki en büyük başarıyı bir saniye

için yol ve hak gasp ederek kazandığı, ama çokça sinir ve ömür de

tükettiği bir savaş meydanı.

Bu meydana Cüneyt Koryürek’ i de kurban verdik. Hayatın

finiş çizgisi birden çiziliveriyor olmalı.

Yaptıklarıyla, hatıralarıyla çok yaşasın.