Mert Aydın
Vatan - 22. 01.2008
Elveda Cüneyt abi!
Çok ama çok titizdi Cüneyt Abi! ‘Olimpiyat değil Olimpiyad’
derdi, ‘Pekin’ diyenlere kızar ‘Beijing’ derdi. Karşısında
atletizm konusunda ukalalık yapanı öyle bir savuştururdu ki o
kişi uzaklaşmak zorunda kalırdı. Gittiği Olimpiyat (d) ve Dünya
Atletizm Şampiyonaları’nda uluslararası medyaya demeçler verir,
ne denli saygın bir uzman olduğunu gösterirdi. Cüneyt Abi,
benden 40 yaş büyüktü. Beraber 2 Olimpiyat (d) ve 2 Dünya
Atletizm Şampiyonası izledik. Büyük keyif aldım. Hıncal Uluç,
Nuyan Yiğit, Nejat Kök ve rahmetli Kenan Onuk’la oluşturduğu
atletizm Voltron’ından bilgi ve tecrübe edinmemek mümkün
mü?
Sadece atletizm ve Olimpizm değildi ondan öğrenilebilecek
şeyler. Gerçek anlamda bir gurmeydi. Bilmediği bir şehirde bile
2-3 gün içinde hem fiyat olarak uygun hem de en lezzetli yemekleri
yapan yerleri bulma konusunda da uzmandı. Sydney’de bir
restoranda kendisine getirilen tatlının bir cheesecake olmadığını
aşçıya anlatışına tanık oldum.
Bir halkla ilişkiler uzmanıydı. Bunun yanında gazeteciliğinin
ilk zamanlarında Amerikan seçim kampanyalarını eyalet eyalet
dolaşarak aktaran acar bir dış politika muhabiriydi. Ofisine
girdiğinizde gerçekten zengin bir kütüphane karşınıza çıkardı.
Kendisi evde bunun birkaç katı kitap olduğunu ifade ederdi.
Hepsinden önemlisi genç atletlerin bir yerlere gelebilmesi
için uğraşırdı. Kaç genç ve yetenekli atlet için sponsor arayıp bulduğuna
şahidim. Bunları etrafta anlatmaz, hava atmazdı.
Cüneyt Koryürek, terörden sonra başımızdaki en büyük bela
olan trafiğe yenildi. 77 yaşındaydı ama öyle sağlıklıydı ki en az
20 yıl daha yaşayacağına emindik. Ama trafik canavarı hem de
İstanbul’un ortasında onu buluverdi.
Yazdığı kitaplar, ondan dinlediğimiz anekdotlar, atletizm
için yaptıkları onu ölümsüz kılacak.
Şu sıralarda eminim ki yukarılarda bir yerlerde Kenan Abi
ile oturmuşlar Asafa Powell, 2008’de 100 metre dünya rekorunu
aşağı çeker mi çekemez mi onu tartışıyorlardır.