Cüneyt E. Koryürek

Hakkında Yazılanlar

 

Dr. Ahmet Kurtaran

Modern Folk Üçlüsü - Diş Hekimi

GÖLGEDEKİ GÜNEŞ…

Dünyamızı yaşatan ve ona hayat veren nur kaynağımız

güneştir. Bu sebeple, tarih öncesinden günümüze toplumlarca

güneşe tapılmış ve ona bir Tanrı kimliği ile bakılarak

kutsallaştırılmıştır.

Bilinen kural odur ki, tüm cisimler çevrelerine ışığı, güneşten

aldıkları nur aracılığı ile yansıtırlar. Gölgedeki bir cismin,

çevresini aydınlatması, maddenin kimliğine ters düşer, bu olağan

dışı bir mucizedir…

Çağdaş anlayışımızla, “aklı ön plana alan insan kimliğimiz”

ile de, artık zaten mucizelere inanmama eğilimi gündemdedir.

Ama, nadir de olsa, hâlâ bazı mucizelere rastlayabilmekteyiz!..

Mütevazı kimlikleri ile kendileri gölgede kalarak, çevrelerine

nur saçan ve bir güneş gibi parıldayarak, etraflarını aydınlatan

insanların varlığı, işte bu mucizelerden biridir. Bu kişiler karanlıktaki

aydınlıklar, gölgedeki güneşlerdir.

40 yılı aşkın süredir, kendisinden feyz aldığımız, dara düştüğümüzde

danıştığımız, erdemleri ile hepimize örnek, değerli bir

nur kaynağımızı, yani bugünlerde artık bulunmayan bir “mucize”

insanı kaybetmenin dayanılmaz acısını yaşamaktayız…

Esasında 19 Ocak Cumartesi gecesi, Cüneyt Ağabey’e sadece

yemeğe değil, güzellikleri, sevgisini, çevresi ve insanlık için her

dem taze bilgilerini paylaşmaya gidiyorduk Nihal’le. Tam da çıkacakken,

Hıncal’ın Yasemin’i acı haberi verdi. Ziyafet yerine,

Taksim İlk Yardım’a gittik. Ve sonuçta acı gerçeği öğrenerek yıkıldık…

Türkiye’ye halkla ilişkileri, atletizmi, birinci olunmasa dahi

yarışa katılmanın önemini ve “Olimpiyad Ruhu”nu, Asya’yı

Avrupa’ya bağlayan Anadolu ile Türk insanını, evrensel ve çağdaş

yönden tanıtmak amacı ile önerdiği “Avrasya Maratonu”nun fikir

babasını, güzel ve erdemli insanı, sevgili Cüneyt Ağabey’imizi

kaybetmiştik.

Ne de çok olmaya başladı bu kayıplar son günlerde!..

Daha geçenlerde bizim evde bir masa etrafında toplanarak,

Boss’un 50. yıl partisindeki güzellikleri, onunla ve sevgili Orhan

Mizanoğlu ile planlamıştık.

Bize göre o, Boss’un Boss’u idi.

Şimdilerde tek tesellimiz; her inançta olduğu gibi “Ruhun

Ölümsüzlüğü” kavramı… Erdemleri ile insanlığa rehber olan kamil

varlıklar, dünyadan göçseler dahi, hiçbir zaman ölmezler…

Ölümsüzlük kimliği ile yollarına devam ederler… İşte Cüneyt

Ağabey böyle bir ölümsüz fani idi…

Evrenin Ulu Mimarından; her iki kardeşimize de, sonsuzluklarda

aydınlıklar, rahmetler… Kalanlara sabır ve uzun süre

benzeri acılar yaşatmaması dileği ile…