Modern Folk Üçlüsü - Diş Hekimi
GÖLGEDEKİ GÜNEŞ…
Dünyamızı yaşatan ve ona hayat veren nur kaynağımız
güneştir. Bu sebeple, tarih öncesinden günümüze toplumlarca
güneşe tapılmış ve ona bir Tanrı kimliği ile bakılarak
kutsallaştırılmıştır.
Bilinen kural odur ki, tüm cisimler çevrelerine ışığı, güneşten
aldıkları nur aracılığı ile yansıtırlar. Gölgedeki bir cismin,
çevresini aydınlatması, maddenin kimliğine ters düşer, bu olağan
dışı bir mucizedir…
Çağdaş anlayışımızla, “aklı ön plana alan insan kimliğimiz”
ile de, artık zaten mucizelere inanmama eğilimi gündemdedir.
Ama, nadir de olsa, hâlâ bazı mucizelere rastlayabilmekteyiz!..
Mütevazı kimlikleri ile kendileri gölgede kalarak, çevrelerine
nur saçan ve bir güneş gibi parıldayarak, etraflarını aydınlatan
insanların varlığı, işte bu mucizelerden biridir. Bu kişiler karanlıktaki
aydınlıklar, gölgedeki güneşlerdir.
40 yılı aşkın süredir, kendisinden feyz aldığımız, dara düştüğümüzde
danıştığımız, erdemleri ile hepimize örnek, değerli bir
nur kaynağımızı, yani bugünlerde artık bulunmayan bir “mucize”
insanı kaybetmenin dayanılmaz acısını yaşamaktayız…
Esasında 19 Ocak Cumartesi gecesi, Cüneyt Ağabey’e sadece
yemeğe değil, güzellikleri, sevgisini, çevresi ve insanlık için her
dem taze bilgilerini paylaşmaya gidiyorduk Nihal’le. Tam da çıkacakken,
Hıncal’ın Yasemin’i acı haberi verdi. Ziyafet yerine,
Taksim İlk Yardım’a gittik. Ve sonuçta acı gerçeği öğrenerek yıkıldık…
Türkiye’ye halkla ilişkileri, atletizmi, birinci olunmasa dahi
yarışa katılmanın önemini ve “Olimpiyad Ruhu”nu, Asya’yı
Avrupa’ya bağlayan Anadolu ile Türk insanını, evrensel ve çağdaş
yönden tanıtmak amacı ile önerdiği “Avrasya Maratonu”nun fikir
babasını, güzel ve erdemli insanı, sevgili Cüneyt Ağabey’imizi
kaybetmiştik.
Ne de çok olmaya başladı bu kayıplar son günlerde!..
Daha geçenlerde bizim evde bir masa etrafında toplanarak,
Boss’un 50. yıl partisindeki güzellikleri, onunla ve sevgili Orhan
Mizanoğlu ile planlamıştık.
Bize göre o, Boss’un Boss’u idi.
Şimdilerde tek tesellimiz; her inançta olduğu gibi “Ruhun
Ölümsüzlüğü” kavramı… Erdemleri ile insanlığa rehber olan kamil
varlıklar, dünyadan göçseler dahi, hiçbir zaman ölmezler…
Ölümsüzlük kimliği ile yollarına devam ederler… İşte Cüneyt
Ağabey böyle bir ölümsüz fani idi…
Evrenin Ulu Mimarından; her iki kardeşimize de, sonsuzluklarda
aydınlıklar, rahmetler… Kalanlara sabır ve uzun süre
benzeri acılar yaşatmaması dileği ile…