Güneri Civaoğlu
Milliyet- 23 Ocak 2008
Cüneyt Abi İçin
Cüneyt Koryürek’i de yitirdik. Ercan Arıklı gibi o da yolda
karşıdan karşıya geçerken, trafik canavarının kurbanı
oldu.
Cüneyt Abi’yi Ankara’daki ilk gazetecilik yıllarımdan tanırdım.
İlkeli, zarif, omurgası dik bir meslek büyüğümüzdü.
İstanbul’da dostluğumuz daha da yoğunlaştı. Bazen, onun kitaplar
ve gazete yığınlarıyla dolu odasında laflardık... Bazen evlerimizde
veya Altemur Kılıç gibi ortak dostların evlerinde.
Güneş gazetesini yayımlarken, onu hiç bilmeyerek kırmışım.
Bunu aradan birkaç yıl geçtikten sonra öğrenmiştim. O nedenle,
bana, daha sonraki yıllarda serin durdu. Üzüldüm. İçime attım.
Yapabilecek bir şey yoktu...
Trafik kazasında onu yitirdiğimizi TV yayınlarında izlerken
kahroldum.
Acaba, sadece karşılıklı yanlış anlaşılmaktan doğan kırgınlığı
gideremez miydim?
Belki...
Ama...
Olmadı işte.
Üzerine ışık yağsın.