Deniz Adanalı
Halkla İlişkiler Danışmanı
Cüneyt Koryürek ismi yıllarca önce, Anakara’da
tanıdığımdan bu yana kalite, bilgi ve -eski tabiriyle-
efendilik ifade etmiştir bana.
Dostluğunun, kıvrak kahkahasının keyfi ise bambaşka sıcaklık
verirdi insanın içine...
Entelektüeli yok denecek kadar az olan ülkemizde, parmakla
gösterilecek ilk birkaç kişinin önde gelenlerindendi. İnternet öncesi
ve hatta internet sonrası neyin doğrusunu öğrenmek istersem
Cüneyt’in telefondaki sesi yardımıma her zaman koşmuştur.
Bir yerlere bakıp da cevap vermesine gerek yoktu... Telefonda
hemen cevap hazırdı; çünkü o ayaklı kütüphane gibiydi.
Zaten tüm hayatı, dünyası gerçek bir kütüphaneydi zannederim.
Her yeni yıla yaklaşırken, o güzel yazısıyla, ondan bir iki
bilge cümle almayı sevgiyle beklerdim doğrusu... Ve okuyup da
teşekkür ettiğimde her defasında “Dünya yüzünde söylenmemiş
söz yoktur, hatırlayan azdır” derdi.
Cüneyt’le ne kadar uzun süre birbirimizi görmesek de karşılaştığımız
an, sözü dün yarım bırakmışız gibi hisseder, birbirimizin
sözlerine atlayarak kavuşurduk. Sıcak ve tuhaf bir kıvraklığı
olan sesi öyle iyi gelirdi ki insana. Cüneyt anlayana ve isteyene
bilgisiyle yardım etmekte bir an bile tereddüt etmezdi. Bildiği,
inandığı hiçbir şeyden taviz de vermezdi.
Çok yıllar evvel, PR konusunda anlattığı bir olayı, yıllar içinde
konferans ve yazılarımda sık sık kullandım. Bu arada hatırlatayım:
Cüneyt Türkiye’ye PR olgusunu ve önemini ilk konu eden
ve başlatan kişidir, herkes bilir mi bilemem.
Yıllar önce bir gün, bir Amerikan işadamı randevu alarak
Cüneyt’e gelmiş. Ve Halkla İlişkiler servisine ihtiyacı olduğunu
söylemiş. Cüneyt adamcağıza “Peki daha önce ne yapıyordunuz
bu konuda?” diye sormuş. Adam “Ben gerçek bir PR arıyorum.
Ailesinin etrafı var diye uzun bacaklı, güzel kızların açtığı bir ofis
değil” demiş... Cüneyt’ten ilave: “Ama ben sizin her istediğinize
evet demem, hatta özellikle şeytanın avukatlığını yaparım” deyince
adamdan müthiş bir gülümseme ve kahkaha gelmiş. “Tamam,
ben tam da istediğim yerdeyim”.
İşte Cüneyt böyle bir kişiydi.
Bazılarımız için Cüneyt’siz olmak çok eksikli olmaktır inanın..
Araba bile kullanmazdı. Hâlâ inanamıyorum.
Son yolladığı yılbaşı cümleleriyle bitireyim.
“Hayatınızda, hiç kimse başta siz olmak üzere, kafa huzurunuzu
ve mutluluğunuzu bozma hakkına sahip değildir.”