Cüneyt E. Koryürek

Hakkında Yazılanlar

 

Alpaslan Tansuğ

ENKA Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı

Cüneyt Ağabey’i 2002 yılında atletizm camiasına girmemle

tanıdım. Aslında bu süre derinlemesine bir arkadaşlık

tesis etmek için çok kısa. Ama tanışık olduğum bu beş buçuk

yıl içinde, yaşıyla kıyaslanmayacak enerjisi, iş ciddiyeti, çalışma

azmi, espri anlayışı, iş takipçiliği ve hayata olumlu bakışı beni

derinden etkiledi.

O bir atletizm uzmanı, aşığı ve Türk atletizminin en büyük

ismi olmakla birlikte onu sadece bu kalıpta değerlendirmek çok

yanlış olur. O büyük bir düşünür, filozof, bilge kişiydi.

Her hafta mutlaka telefonla konuşur, sık sık öğle yemeği yerdik.

Bu yemeklerin birçoğu kendi ofisinde olurdu. Ofisi, belki de

dünyanın en ilginç ofisiydi. Ofisin tüm duvarları tıka basa kitaplarla

dolu bir kütüphaneydi. Ayrıca ofisin tam ortasındaki büyük

masa ve birkaç sehpa da tepeleme kitap, eski gazete ve mecmualarla

doluydu. Geriye kalan ufacık alanda, alçak bir masa ve etrafında

dört hafif koltuk bulunur ve hazırladığı leziz yemekleri işte

burada, bu masada yerdik.

Ofise girdiğimde, gözümü kütüphanedeki kitaplardan alamazdım.

Birbirine benzemeyen birçok konuyu kapsayan, kendi

tanımlamasıyla, dünyanın en yaratıcı düşünürlerinin kitaplarıydı

bunlar. Oturduğum yerden kitap sırtlarını okumaya çalışır,

kendimce ilginç bir kitap ismi bulunca, o kitap hakkında soru

sorardım. Ofisteki binlerce kitabın her birinin içeriğini bilir, hemen

bilgi verirdi. Sonra kitabın ana fikrini bir hayat tecrübesine

bağlardı.

Onunla, sadece yemek yemek için yemek yenmezdi. Her yemekte

mutlaka bir konu açar onu tartışırdık. Bu konular daima

ülkeye yararlı olacak, atletizmi ileriye götürecek veya hayat üzerine

olurdu.

Yemekleri bol kepçe tabaklara doldurur, ama kendine çok

az alırdı. Ona göre sağlıklı yaşamak için az yemek birinci şarttı.

Sağlığına ve ona verdiği öneme gıpta ederdim.

En beğendiğim yönlerinden biri de açık sözlü olmasıydı.

Sözünü hiç sakınmazdı. Olumlu veya olumsuz düşündüklerini

yüzüne karşı tüm açıklığıyla söylerdi. Doğru bildiğinden hiç taviz

vermezdi. Kendilerine yapılan eleştirilerinden ders çıkaranlar,

onu iyi tanıyan, gerçek dostlarıydı.

Başkalarının söylediği, kendi deyimiyle akıllı insanların söylediği

güzel sözleri kullanmayı çok severdi. Kimbilir belki de o

sözlerin sahibi akıllı kişilerden biri de oydu.

İşte çok sık kullandığı, beni etkileyen ve onu tanımamıza

yardımcı olacak o sözlerden bazıları:

- Akıllı kişi, kendi başarılarından değil, kendi yenilgilerinden

ve başkalarının başarılarından ders alan insandır.

- Kazanmak bir sonuçtur. Esas olan, başarıyı getirecek

çalışmaya katlanabilme azmidir.

- Paranın değerini öğrenmek istiyorsan, bir dolaş ve borç

para bulmaya çalış.

- Risk alacak cesareti olmayan, ne sporda başarılı olabilir

ne de hayatta.

- Hayatta hiç kimse başta siz olmak üzere, kafa huzuru ve

mutluluğunuzu bozma hakkına sahip değildir.

- Eğer bir ülkede spor, okulda yapılmıyorsa o ülkede spor

yoktur.

- Eğer birisinden bir şey öğrenirseniz, lütfen başkalarıyla

paylaşın.

- Amaç, sadece iyi günlerde mutlu olmak değil, kötü günlerde

de eskiyi güler yüzle hatırlayarak, geleceğe umutla

bakarak mutluluğu sürdürebilmektir.

- Herkes cahil doğar ve pek çoğu da cahil ölür. Ben, daha

az cahil ölmek istiyorum.

- İnsanın ömrü yaşadığı süreyle ölçülemez. Gerçek yaşam

ömrü, mutlu yaşadığı yıllar, günler ve hatta saatlerle değerlendirilir.

Cüneyt Ağabey sen yüzlerce sene yaşadın, hem de bilge olarak.

Nur içinde yat.