Hikmet Bila
Cumhuriyet Gazetesi
Bir Bilgenin Ölümü
Kaç insanın arkasından bu kadar güzel şey söylenir? Kaç
insanın kaybı bu kadar büyük üzüntü yaratır? Kaç insanın
arkasından dökülen gözyaşı bu kadar içtendir?
Kaç insandır bilinmez, ama Cüneyt Koryürek, işte onlardan
biriydi.
Spor adamı
Gazeteci-yazar
Halkla ilişkiler uzmanı
Öğretmen
Ve daha nice ‘on parmağında on hüner’. Spora, atletizme,
gazeteciliğe, halkla ilişkilere yaptığı katkıları bilen biliyordu.
Ölümünden sonra artık herkes biliyor.
Ama belki de asıl üzerinde durulması gereken onun ‘insan’
özelliğiydi. 77 yaşına gelip de sadece yaşıtlarıyla değil 27 yaşındaki
meslektaşlarıyla da arkadaşlık yapabilen, dostluk kurabilen ve
bu dostluğu vefayla sürdürebilen kaç kişi gösterebiliriz?
Onlara yol gösteren, öğretmenlik yapan, saygı duyan, başarılarını
destekleyen, arayan, soran, öven, eleştiren?..
Aynı zamanda bir ‘insanla ilişkiler uzman’ıydı.
Kaç kez aramıştır:
‘Bugünkü yazın çok iyiydi, eline sağlık.’
Yada:
‘İşte böyle… devam et.’
Telefonla olmazsa, elektronik postayla karşılaşırdınız:
‘Devam et’…
Gel de izah et… ömrünü ülkesine ve ülkenin insanına adamış
bir Cüney Koryürek’i, arkasından yazılan yazıların hemen hepsinde
kullanılan deyimle bir ‘bilge kişi’ Cüneyt Koryürek’i, kentin
ortasında bir trafik kazasında kaybet.
Adı trafik kazası.
Aslında cinayet.
Ve kaçıncı? Çünkü, Türkiye’de insanın değeri yoktur. Yayanın
değeri yoktur. Değerli ve önemli olanlar araçlardır. İnsanın değeri
olmadığı için yayaların üstüne üstüne gaza basılır. İnsanın
değeri olmadığı için yollar çukurlarla doludur. İnsanın değeri olmadığı
için ‘trafik canavarı’ diye görünmez bir öcü yaratılmıştır.
Pek üstünde durulmadı, bu yönü çok vurgulanmadı ama,
Cüneyt Koryürek bir Atatürk aşığıydı. Atatürk’ün çizdiği yolun,
gösterdiği hedeflerin, bu ülkenin ve bu ülkenin insanlarının
yazgısı olduğuna inanan gerçek bir aydındı. Bu çizgiden sapma
girişimleri olsa da Türkiye’nin Atatürk yolundan ayrılmayacağına
inanırdı. ‘Bakmayın siz’ derdi, ‘Olup bitene…Atatürk’ün attığı
temel çok sağlam, öyle kolay kolay yıkılmaz.’
Dün Cumhuriyet’in Spor dergisinde okudum. Abdülkadir
Yücelman bir gün Cüneyt Koryürek’e sormuş: ‘100 metre dünya
rekoru daha nereye dek kırılır; insan sınırı bir yere kadar değil
mi?’
‘Sıfır saniyeye kadar’ yanıtını vermiş.
Cüneyt Koryürek, ‘sıfır saniye’de ipi göğüslerdi.
Ardında birçok yarışçı bırakarak…