Turhan Göker
Milli Atlet – Türkiye Rekortmeni
Atletİzm Dostu
Sevgili Cüneyt’i tam 60 yıl önce 1948 yılında tanıdım. Ben
İstanbul’da orta mesafede gençler kategorisinde koşarken,
o Ankara’da sprinterdi. Farklı yerlerde, farklı branşlarda yarışırken
bizi birbirimize yaklaştıran ve yarım yüzyılı aşkın sınırsız
dostluğumuzun ilk tohumlarının atletizm pistlerinde atılması
unutulmayacak bir olay değil de ne idi?
1950 yılında Robert Koleji bitirdiğimde beraber Amerika’ya
üniversite tahsiline gitmemiz için babamı ikna çalışmasını hiçbir
zaman unutmadım. O gitti, Kaliforniya Fresno State Kolejinde
yüksek tahsilini tamamlayıp yurda döndü. Dünya Atletizm
İstatistikçileri Birliği’nin ilk ve tek Türk üyesi olarak yıllarca
Türk atletlerinin rekor ve derecelerinin dünyaca uyulmasını temin
etti.
Özellikle İstanbul’a yerleşip Harbiye’de çalışma bürosunu
açtıktan sonra sık sık yaptığımız yüz yüze ve telefonla görüşmelerimizde
tek mevzu Türk atletizmi idi. Yıllarca çeşitli gazetelerde
yazdığı bitmez tükenmez yazılarla, radyo ve televizyon konuşmalarıyla,
yayımladığı kitaplarla Türk sporuna yön verecek tespitlerle
ilgilileri uyardı, pratik çözümler üretti.
Kısa sayılacak bir dönem Atletizm Federasyonu Başkanlığı
yaptığında ben de komitede üye olarak bulundum. Çalışma azmine,
disiplinine, düşüncelerini gerçekleştirme çabalarına, ama
asla taviz vermeyen girgin tavrına defalarca şahit oldum. Fakat
ne yazık ki gayretlerinin meyvelerini tam toplayamadan sporun
sözde üst kademelerinde bulunanlara çalışmaları sempatik gelmeyince
derhal koltuğu bırakmakta bir dakika bile tereddüt etmedi.
Sayısını hatırlamakta zorluk çektiğim sayıda Olimpiyad
Oyunları, Dünya ve Avrupa Atletizm Şampiyonalarını yerinde
izlemek ve TV programlarında, gazete sütunlarında yorum yapmakla
spora ilişkin tazeliğini daima korudu.
Avrasya Maratonunun başlatılması gibi çeşitli organizasyonlarda
onun payı büyük olsa da Cüneyt için atletizmin vazgeçilmezi,
büyük aşkı 100 metre sürat koşusu idi. 100 metre koşusunun
tarihçesinde, yarışları, dereceleri, resimleri unutulmaz hatıraları
onun geniş arşivinin baş köşesini süsler ve onlarla gurur duyardı.
Hakkında yazdıklarım belki pek bilinmeyen şeyler değil.
Beklenmedik vakitsiz ölümü onu sevenlerden bir şeyler aldı götürdü.
Sevgili Cüneyt, sana Allah’tan rahmet ve kabir hayatında rahatlığı
dilerim kardeşim.