Nejat Kök
Atletizm Federasyonu Eski Başkanı -Atletizm Uzmanı
İDEALİST BİR İNSAN: CÜNEYT KORYÜREK
Cüneyt Koryürek ile tanışmam, 1960’lı yılların sonuna dayanıyor.
Bizi, bir araya getiren, ortak tutkumuzdu: atletizm.
40 yıllık beraberlik, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı bir
ilişki olarak süregeldi.
Cüneyt’in, 1940’ların sonunda, çok genç yaşta, 100
metreci olarak başladığı aktif atletizm yaşamı uzun sürmedi.
Birleşik Amerika’da, Kaliforniya’da, Fresno State
Üniversitesinde tamamladığı eğitiminin ardından Ankara’ya
döndü. Bu, bir bakıma, değerli meslek yaşamının yanında,
atletizme hizmetinin de bir başlangıcı olacaktı.Hemen yaptıkları,
Naili Moran’dan sonra, Türk Atletizm’inde bir ilk idi.
Orta-uzun mesafe koşucusu Cahit Önel’i, Kaliforniya’da yarışmalara
gönderiyor; cirit atıcı Halil Zıraman’ın da, spor
bursu ile CalPoly-San Luis Obispo Üniversitesinde eğtimine
devamını sağlıyordu.
Cüneyt, geçen 54 yıllık süre içinde, atletizme ve spora, her düzeyde
hizmeti gerçekleştirecekti. Türkiye Milli Olimpiyad Komitesi
Üyeliği, Türkiye Atletizm Federasyonu Genel Sekreterliği Üyeliği
ve Başkanlığı, Türkiye Atletizm Eğitim ve Yardımlaşma Vakfı
Genel Sekreterliği, Fahri Atletizm Antrenörlüğü ve Danışmanlığı,
Gazete ve Dergi Yazarlığı ve Televizyon Yorumculuğu yaptığı yardım,
hizmet ve katkıların sadece birkaçı idi. Tüm yaptıklarının
ortak amacı, hiçbir beklenti olmaksızın, spora ve atletizme hizmet
etmek idi.
Cüneyt, Atletizm İstatikçileri Birliği ATFS (Association of
Track and Field Statisticians) ‘in, Türkiye’den ilk üyesi oldu.
1970’lerin öncesi, büyük bir titizlikle, üst düzey Türk atletleri için
hazırladığı, yarışma sonuçları ve değerlendirmelerini içeren belgeleri,
sonraki yıllarda bana verecekti. Bu veriler, Türk Atletizm
Tarihi için çok değerli birer referans kaynağı olacak.
Türk Olimpiyad ve Spor Tarihi üzerinde yaptığı titiz çalışmalar
sonucu, çok değerli belgeler hazırladı. Olimpik Hareket ve
Olimpiyadlar’daki Türk Sporcuları kitap, kitapçık, dosya ve afişleri;
bu konuda, bugüne kadar, Türkiye’de yayınlanmış en değerli
eserlerdir.
1980’li yıllarda, Türk atletizminin gelişmesine katkıda bulunacak
yeni kulüplerin, öncelikle Şişe Cam ve Enka’nın, organizasyon
ve çalışmalarına yol gösterdi ve başarılarına katkıda
bulundu. İlki, 1970’lerin sonunda yapılan Avrasya Maratonu’nun
organizasyonunu planladı ve başarı ile gerçekleşmesini sağladı.
Bu desteğini ileriki yıllarda da sürdürdü.
Atletizm tutkusunu, fırsat buldukça, atletleri fiilen çalıştırarak,
antrenör olarak gerçekleştirdi. Bunun belki de en ilginç
göstergesi, atletizm idman yöntemlerinin gelişmesini öğrenme
ve uygulama sonucu 1972 yılında, Mehmet Tümkan’ın, kendisine
ait 1500 metre Türkiye rekorunu bir tek yarışta Atina’da 6.3 saniye
farkla yenileyerek, 3:46.5 ‘ten 3:40.2 ‘ye indirmesiydi.
Atletizmin, değişik yarışma dalları arasında, bir tek branşa
özel ilgisi vardı: erkeklerin 100 metresi. Bunun nedeni de çok basitti.
100 metre, insanoğlunun erişebileceği hızın doğal bir göstergesiydi.
Bu konuda, yaptığı araştırmalar ve topladığı belgeler,
eşine ender rastlanacak nitelikteydi. Bunların arasında, en ilginç
olanları da, Dünya Rekortmeni ve Olimpiyad Şampiyonu 100
metrecilerle yaptığı söyleşilerdi. Böylesine bir araştırma 1930’lu
yıllara dayanıyor, Jesse Owens ve Ralph Metcalfe gibi efsane
isimleri de içeriyordu. Bu belge ve araştırmaların bir kitapta toplanıp
yayınlanması, dünya çapında bir eser ortaya çıkaracaktı.
Kendisine her hatırlatmamda bir süre daha araştırma ve zamana
ihtiyacı olduğunu dile getiriyordu. Cüneyt, mükemmeli arayan
bir insandı. Ne yazık ki, bu fırsatı yıllar sonra bulamadı.
Cüneyt’i ilk tanıdığım zaman beni en fazla etkileyen özel
bir davranışıydı. Çözüm aranılan herhangi bir konuda; sürekli
araştırmak, öğrenmek, kendini yenilemek ve doğruyu üretmek.
Başlangıçta, bunu yadırgamıştım. Fakat zaman içinde benim de
kişisel davranışım bu doğrultuda olacaktı. 40 yıllık sürekli ilişkimiz
içinde karşılıklı olarak, bu davranıştan ödün vermedik.
Aslında, günümüzde, evrensel insan değerleri içinde, ‘Yaşam
Boyu Öğrenme’ olarak dile getirilen kavram, bu davranıştan
başkası değildi.
Cüneyt Koryürek’i saygı ve sevgi ile anıyorum.