Kahraman Bapçum
Gazeteci
“EN ADAM” CÜNEYT E. KORYÜREK
İlgilendiği her konuda “en çok bilen” olmayı amaç edinmiş;
hiç ilgi duymadığı konularda bile ilgisizliğini göstermemiş
adam….
Kendisine dostça davranan herkese karşı “en iyi dost” kişiliğine
bürünmüş, en sevmediği insanlara bile dost gibi davranmayı
benimsemiş adam…
Ağır kişisel sıkıntılarını bile yakınlarına açıklamaktan hoşlanmayan,
başkalarının kendisine açıkladığı en önemsiz sıkıntıları
yaşamsal bir sorun gibi benimsemiş adam…
Kişisel yaşamında, özellikle çalışmasında “en karışık ve
düzensiz” gibi görünen, ama yaşamının tüm ayrıntılarında “en
disiplinli ve en sistematik” davranmayı karakter haline getirmiş
adam…
Günlük yaşantısı içinde, alabildiğine soğuk ve disiplinli, hatta
katı görünen ama her zaman, her yerde, her çevrede mizahçılığı
ve espritüel olmayı başaran “en neşeli” adam..
Yani “en adam olan adam”.
50 yıldan fazla sürmüş olan, su katılmamış dostluğumuzda
“Charlie”yi işte bu özellikleri ile tanıdım. Her zaman, her şeyi
asla tek cepheden bakmadan değerlendiren, her konuyu tüm tezatlarıyla
kabul eden ama bildiği, inandığı, değerlendirdiği her
şeyi gözünü budaktan sakınmadan savunan, karar verdiği zaman
bu kararı ne pahasına olursa olsun uygulayan ama karşı olanları
asla kırmamayı sanat haline getirmiş adam..
Yani “en adam olan adam”.
Merkezinde bir köşeye çekilmiş sohbet ederken, kaçıncı olimpiyadımız
olduğu konusu açıldı. Atina benim dokuzuncu olimpiyadımdı,
eğer şimdi yanlış hatırlamıyorsam, onun da yedincisiydi.
Çaylarımızı yudumladığımız bir anlık sessizlikten sonra elini
masaya vurdu: “Bak, bak...” dedi, “düşünebiliyor musun, bundan
yıllarca sonra, dünyanın kim bilir neresinde gene beraber olsak,
sivri akıllının biri çıksa ve dese ki, ‘Olimpiyada basın temsilcisi
olarak en çok gelmiş ve en yaşlı temsilciyi arıyorum!’ İster misin
o en yaşlı Olimpiyadçı - Gazeteci biz olalım?” Her ikimiz de kahkahalarla
gülerken, ben omzuna vurdum “Heveslenme, ikimizi
aynı Olimpiyad’da yakalarlarsa, sen açıkta kalırsın, çünkü ben
senden yaşlıyım!”
Ve 2008 Beijing… Kim derdi ki, o bir katilin tekerlekleri altında
kalacak ve ben artık Olimpiyad yükünü taşımayacak kadar
yorgun olacağım.
Sevgili “Charlie” Olimpiyad serüvenimiz buraya kadarmış.