Cüneyt E. Koryürek

Eserleri

2002 bütçesi- Radikal< Geri dönün

31 Ekim 2001

 

Bakanlar Kurulu, 2002 mali yılı bütçe önerisini Meclis'e sunmuştur. 81 katr. TL olarak kapanacağı tahmin edilen 2001 yılı bütçe harcamaları, gelecek yıl yüzde 22 oranında artırılarak 98 katrilyon TL'ye çıkarılacak, yani azaltılacaktr. Enflasyon hızının, 2000 sonunda yüzde 70-80 düzeyinde olacağı tahmin edildiği için, bütçe harcamalarının önemli biçimde azaltılması öngörülmektedir. Gelecek yıl yüzde 42 oranında artarak 71 katrilyon TL'ye ulaşacak bütçe geliriyle birlikte ele alındığı takdirde, gelecek yıl bütçe
açığının, yüzde 12 azalarak 27
katrilyon TL'ye indirilmesinin öngörüldüğü görülmektedir. Bütçe öngörülerine göre, planlanan harcama daralmasının önemli göstergelerinden 'faiz-dışı fazla' rakamı, yüzde 67 oranında artarak 16 katrilyon TL'ye yükseltilecektir.
Hükümetin gelecek yıl bütçesiyle, şimdi küçülmekte bulunan milli gelirin yüzde 4 oranında büyümesini sağlaması kuşkuludur. 2001 yılında milli gelirimizin eylül sonunda yüzde 8 civarında küçülmüş olacağı tahmin edilmektedir. Bu yüksek küçülme oranının, kısa sürede büyümeye dönüştürülmesi, gelecek yıl için büyük bir başarı olacaktır. Yukarıda temel büyüklükleri verilen 2002 yılı bütçesinin çok daraltılmış sınırları içinde ekonominin yüzde
4 büyümesi, ancak devlet borçlarını artırarak gerçekleştirilebilir. 2002'de tıkanmış borçlanma olanaklarıyla devletimizin bunu gerçekleştirmesi olanaksızdır. Yatırımlara yönlendirilebilecek yabancı sermaye girişleri de bunalım içinde ortadan kalkmış bulunmaktadır. 2001'deki milli gelir küçülmesinin ifade ettiği reel daralma göz önüne alınarak, gelecek yılın büyüme oranı hedefi daha da küçültülmelidir. Biz, gelecek yıl için yüzde 2 gibi daha düşük bir büyüme hızını hedef almanın, daha gerçekçi olacağını sanıyoruz. Büyüme hızı hedefini küçük aldıktan sonra, gerçekleşme daha yüksek bir hıza ulaşırsa, enflasyon hızının düşmesi beklenmelidir. Yüksekçe bir büyüme hızı hedefledikten sonra, gerçekleşme daha düşük olursa, enflasyon baskıları artacaktır.
Üzülerek belirtmeliyiz ki, tüm bu reel daralma öngörülerine rağmen, 2002 yılında enflasyonun planlandığı gibi yüzde 35 gibi bir yıllık hıza düşürülmesi de olası görünmüyor. Gelir toplamının yüzde 38'i oranında açık olan bir devlet bütçesiyle, enflasyon hızını 12
ayda yüzde 80'den yüzde 35'e düşürmek güçtür. Olsa olsa bu bütçe ile yıllık enflasyon yüzde 50'ye inilebilir ve bunun için de oldukça sıkıcı harcama kısıntılarına gitmemiz gerekecektir.
Çünkü devletin borçlanma olanakları sınırlanmış ve borç 'bini aşmış'tır. Milli gelirinin yüzde 120'si oranında borçlanmış bir devletin daha fazla borçlanma kapasitesi yoktur. Devlet
bütçesinin temel derdi olan yüksek kamu kesimi açığı, henüz azaltılamamıştır. Devlet, bakanlıklar ve milletvekili sayılarının indirilmesinden başlayarak, devlet lojmanları, makam arabaları, ikram edilen ihaleler, hatır için yapılan yatırım harcamaları gibi 'lüksler'inden artık vazgeçmelidir. Etkili bir bürokrasi azaltması programıyla devlet hizmetlerinin temel maliyetlerinde indirim yapılmadan, bu alanda alınacak önlemler sınırlıdır. Devletimiz ve onu yönlendiren hükümetler, inatla bu önlemlerden kaçınmakta ve bedelini halka ödetmektedirler. 2002 yılı bütçesi de öncekiler gibi yapılması gerekenin tersini
yapmayı sürdürmektedir. Halkı sıkabildiği kadar sıkmakta, kamu kesiminin lüks içinde yaşamasını sağlamaya çalışmaktadır.
Açık bütçenin sıkıntı vermesinin nedeni, faiz (gelir toplamının yüzde 60'ı) ve personel giderlerinin (gelir toplamının yüzde 30'u) tüm devlet gelirlerinin tamamına yakın kısmını yutmasıdır. Uygulanan ekonomi politikasının temel eksiğini gösteren bu durum, kamu kesimi açığı azaltılmadan çözüme bağlanamaz.