Cüneyt E. Koryürek

Eserleri

Avrasya Maratonu faciası- Radikal< Geri dönün

23 Ekim 2001

Sporun politikaya alet edilmesi konusunda bir kitap yazsam, mutlaka İstanbul Belediyesi'nin Olimpiyat adaylığı konusundaki vurdumduymazlığını etraflıca anlatır, sonra da büyük umutlarla başlanan ve çok olumlu sonuçlara doğru gidilirken, politikacıların elinde bir oyuncağa dönüşen Kıtalararası Avrasya Maratonu konusunu ele alırdım.
1982 yılında, o zamanlar Spor Bakanlığı Müsteşarı olan İsmail Hakkı Göngür, Hıncal'ı ve beni arayarak, birkaç yıldır yapılmakta olan 'Boğaziçi Maratonu'nu uluslararası bir yarışa çevirmemizi istemişti. Hıncal'la birlikte, New York ve Londra Maratonlarını organize eden dostlarımızla konuşmuş ve 1983'te, yarışın adını 'Kıtalararası Avrasya Maratonu' olarak değiştirmiştik. O zamana kadar birkaç yüz kişinin katıldığı bu yarış, basının da desteği ile tanıtılmış ve 3 bin kadar atletizmseverin koşması sağlanmıştı. O yıl, birkaç sporsever sponsorla bu işi finanse etmeye çalışmış ve sonunda, o zamanın parasıyla 2 milyon liranın da benim cebimden çıkmasıyla başarılı bir organizasyon yapmıştık. Ertesi yıl, Atletizm Federasyonu'nda başkan değişikliği ortaya çıkınca, yeni gelecek kişinin, başladığımız bu organizasyonu benimsememesi şıkkını konuşan bazı arkadaşlar, bu nedenle benim federasyon başkanı olmamı istediler. Böylece, maratonun yaşamını garanti altına aldık. Bu arada, katılanlardan bir ücret alınması konusu ortaya çıktı. Katılan her kişiden toplanan 2 bin liranın, Türk Spor Vakfı adına alınması ve kuracağımız bir Atletizm Vakfı için TSV'da saklanması kararlaştırıldı.. Cumhurbaşkanı Evren de, katılamamasına rağmen 10 bin lira verdi. Bu para toplama işine, o zamanki Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü karıştı ve TSV adına dahi olsa, toplanan paranın kendilerine ödenmesini istedi. Ben direnince de, Ankara'dan bir müfettiş gönderdiler. Müfettiş, verdiği raporda, toplanan paranın, TSV adına, ilerde kurulacak bir atletizm vakfı için toplandığını yazdı. Bu arada, katılım sayısı da 12 bine ulaşmıştı. O sıralarda pek anlaşamadığım genel müdür de, kısa bir süre sonra fahri olan başkanlığıma son verdi. Bir süre sonra, Belediye Başkanlığına gelen Nurettin Sözen maraton organizasyonunu benim üstlenmem için ısrar etti. O gün para bulabileceğini söylemesine rağmen, sonunda yine iş bana düştü ve askerlik arkadaşım Erol Sabancı sağolsun, gereken parayı temin ettim. Bir sonraki organizasyonu da Erol Sabancı finanse etti ve bu arada, Sözen maratonun belediye tarafından yapılacağını söyledi.
Daha sonra Tayyip Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna belediye başkanı oldu. Onlar zamanında, bu muhteşem organizasyon bir karnaval haline dönüştü ve kendi partililerinin buluşma yeri oldu. Sonunda, Büyükşehir Belediye Başkanı Gürtuna, olimpiyatların İstanbul'da yapılacağına inanmadığından olacak, bu organizasyondan desteğini tamamen çekti. Şu anda, kimin sahipleneceği belli olmayan bu yarışma ortalarda kalmış durumda.
İşte size, atletizm dünyasında bir kıtadan diğerine koşularak tamamlanan tek maratonun kısa ve hazin hikayesi... Oysa iyi bir parkur, güçlü sponsorlar ve kaliteli atletlerle dünyanın en prestijli atletizm organizasyonlarından biri yaratılabilir ve muazzam bir gelenek oluşturulabilirdi
.