Nedir bu çarpıklık? - Radikal< Geri dönün
9 Kasım 2001
Atletizm'e, dünyanın her köşesinde 'Spor'un Anası' derler. Bizde ise, atletlerin anasını ağlatırlar. Avrupa'da olmamıza rağmen, bir türlü Avrupalı olamadığımızdan dolayı, pek çok şeyi yanlış, eksik veya ters yaparız. Size bir kaç örnek vereyim, bakalım benimle aynı fikirde misiniz?
- İstanbul, dünyada iki kıtayı birbirine bağlayan tek kenttir. İstanbul'da yapılacak bir maraton koşusunda, atletlerin bir kıtadan diğerine geçmeleri çok büyük bir olaydır. Bunca yıldır yapılan Kıtalararası AvrAsya Maratonu ise, bir türlü panayır havasından kurtulup, dünyanın en iyi maratoncularının gelip, en iyi dereceleri koşacakları bir yarışma haline dönüşememiştir. Maratoncuları, kentin tüm semtlerinden geçirmek yerine, var olan düz bir parkurda koşturmak, en iyi atletlere en iyi derecelerini yaptırmak işten bile değildir. Büyük ödüllerin verildiği, en büyük maratoncuların katılacağı ve çok kıymetli derecelerin koşulacağı bu maratona katılmak için tüm büyük atletler sıraya girer. İyi bir planlama ile de, elde edilebilecek sponsorluk ve reklam gelirleri ile, tüm masraflar karşılanır. Bakmayın, bazılarının "100 bin kişi koşturduk" dediklerine. Gerçek maraton koşanlar ve iyi derece ile bitirenlerin sayısını parmak hesabı ile bulabilirsiniz. Geri kalan büyük kitle ise, yılda bir koşup, yürüdüğü Halk Koşusu'na, laf olsun diye katılır. Böyle büyük bir fırsatı, İstanbul ve Türkiye'yi de dünyaya tanıtacak bir olayı berbat etmek de ancak bize mahsus bir olaydır. Bakın, bu yıl maraton az kalsın yapılamıyordu.
- Eski atlet Yücel Seçkiner'in ben, Hıncal ve Atila Gökçe tarafından ikna edilmesi ve Kent Gıda kuruluşunun finansmanı ile İnönü Stadı'na yapılan tartan pist, iki yıldır, üstüne tek bir atletin dahi ayak basmadığı bir kıymet olarak orada duruyor. İnönü Stadı, en çok dünya rekorunun kırıldığı stad diye anılan Oslo'daki Bislett Stadı'ndan hiç de farklı değil. İnönü'de, tüm şampiyonların yarışabilecekleri yıllık organizasyonlar neden yapılmasın? Bırakın, yarışma yapılmayı, İnönü'deki tartan piste çıkıp bir milli atletin idman yapması dahi, Beşiktaş kulübü tarafından yasaklanmıştır. Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Beşiktaş arasındaki anlaşmaya göre, atletler burada idman yapabilir ve Federasyon, önceden haber vermek koşuluyla, burada yarışmalar dahi organize edebilir.
- Bursa Atatürk Stadı, Genel Müdürlük tarafından Bursaspor'a kiralandı. Bursalı atletler, 1933 yılından beri toprak olan bu sahadaki pistte yarışırlardı. Bu stad, Bursaspor'a kiralanınca, Bursa'da yeni ve tartan pistli bir stad yapımı için protokol imzalandı. Ve aradan iki yıl geçmesine rağmen, tartan pist yapılamadı. Şimdi de, Bursaspor, 350 bin dolar karşılığı, stada reklam panoları koyma kararını alınca, bu panolar da pistin iki kulvarı ve atmaların yapıldığı kısımların üstüne oturtuldu. Bursalı atletlerin çalışacak ve idman yapacak pistleri ellerinden alınmış ve yapılacağı söylenen tartan pist de daha ortalarda yok.
Herkes iyi niyetli gözüküyor. Ama, sonuç gerçekten SIFIR! Öyleyse, nereden kaynaklanıyor bu çarpıklık dersiniz?